Vision Board & Kendinden İsteme

Ortalama okuma süresi 5 dk.

“Tanrı istediğini almanı ve bedelini ödemeni ister.”

-Stephen King

“Ne isterseniz yapın; ama ilk önce isteyebilen kişiler olun.”

-Friedrich Nietzsche

“İstemekle fırsatlarınızı yaratırsınız.”

-Shakti Gawain

“Yerinde bir isteği, sessiz bir hareket izlemelidir.”

-Dante Alighieri

“Kimi hasta olmak ister, kimi şifa bulmak ister. İstemesini bilene, vermesini de bilirler.”

-Yunus Emre

zamanin_otesi_vision_board_nikon_d850_floransa_2018

Kimileri için çok kolay olsa da çoğumuz için istemek, bir şey isteyebilmek çok güç.

Sadece başkalarından değil, kendimizden de bir şey istemekte zorlanıyoruz. Hatta farkında olmasak da asıl kendimizden bir şey istemekte zorlanırız.

Başkasından istemenin bize sıkıntı veren yanı; mesela karşılığını ödeyip ödeyemeyeceğimiz konusunda tereddüte düşmemiz ya da aciz duruma düşme korkumuzdur. İstemekten neden çekinirsek çekinelim, tüm endişelerimizin sebebi kendimizi yargılamak.

Başkasından bir şey istememizi engelleyen şeyler:

  • Kendimizi güçsüz görmek,
  • Başkasına muhtaç olmama, “kendi başıma yaparım” isteği,
  • Karşılığında istenecek şeyin altından kalkmaktan korkma,
  • Utanma, iletişimden çekinme,
  • “Ben başkasından daha iyi yaparım” düşüncesi, güvensizlik,
  • Başarısız olma korkusu,
  • Reddedilme korkusu (en güçlüsü).

Tüm bu maddeleri alıp kendimizden bir şey isteme konusuna uyarlayalım…

İsteme deyince hep başkalarından bir şey talep etme akla gelir ama isteme olgusunun kökü aslında insanın kendisiyle kurduğu iletişimde saklı. İçimizden gelen ve bizi harekete geçiren tüm yapıp etmelerimizin altında içimizden gelen güdüler ve arzular var. Önce kendimizden bir şey istiyor sonra o isteği yerine getiriyoruz.

Örneğin önce bir fotoğraf makinesi almak istiyoruz. Dışsal bir etken ya da içimizden sebepsizce aniden çıkagelen bir yaratma isteği ile (sebeplerin içsel ya da dışsal olması fark etmez, insanın içi bir demir ocağı gibidir, potada eritilir her şey) önce kendimize şunu diyoruz: “Bir fotoğraf makinesi almalıyım.” Ardından izlediğimiz yol, “kendinden isteme” konusunda ne kadar cesur olduğunuza göre değişecektir. Ya bu makine çok pahalı, alamam diyerek kendinizden bir şey istemekten vazgeçecek ya da makineleri araştırmaya başlayıp bilen arkadaşlarınıza danışacaksınız. Hatta belki kendinizden isteme konusunu çoktan aşmış biri olarak birinden maddi yardım da isteyeceksiniz.

Kendinden bir şey istemekten çekinen kişi yukarıdaki “başkasından bir şey istememe sebepleri” maddelerine paralel sebepler sunacaktır kendisine. Sırayla gidersek:

  • Bu makineyi alacak gücüm yok,
  • Bu makineyi almak için kendimi bir şeylere (borç, kredi vs.) bağlayamam, kendime muhtaç olamam,
  • Kendimden istediğim bu fotoğraf makinesi karşılığında ödeyeceğim maddi manevi bedelin büyüklüğünden korkuyorum,
  • Kendimi fotoğraf konusunda yetersiz görüyorum, araştırmaya bile gerek yok (kendinle iletişimsizlik),
  • Kendime güvenmiyorum, makineyi alır kenara atarım kullanmam,
  • Borcun altından kalkamam, alsam da güzel fotoğraflar çekemem yabana gider,
  • Büyük bir arzuyla kendimden fotoğraf makinesi istediğimde, bunu almak ve bu isteğimi gerçekleştirmek için hiç bir şey yapmamaktan korkuyorum, kendi kendimi reddetmekten korkuyorum, o zaman isteğim havada kalır ve umutsuzluğa düşerim, kendime vereceğim acıdan kaçıyorum.
İlgili yazı:   Eril Evren

Örnekte fotoğraf makinesi yerine herhangi bir isteğinizi koyabilirsiniz. Sevdiğiniz kişiye açılmak, başka bir ülkeye yerleşmeyi istemek, kendinizden yeni bir sanat dalıyla uğraşmayı isteme, yazmayı isteme, yeni insanlarla tanışmayı isteme, ve hatta kendinizi gerçekleştirmeyi isteme, gerçek potansiyelinizi ortaya çıkartmayı isteme…

Görüldüğü üzere insanın kendisinden bir şey isteyebilmesi aslında istemenin anahtarını oluşturuyor. Daha da derine, bir katman daha alta indiğimizde ise insanın kendisiyle yüzleşmekten korktuğunu görüyoruz. Gerçekte kim olduğumuz ile çevremiz tarafından bize zamanla yerleştirilen kişiliğimiz birbirinden farklı olabilir ve bu doğaldır da. İnsan olarak dünyaya gönderildiğimizde bu maske eklentisini de standart donanım olarak fabrika çıkışı bize veriyorlar. 🙂

Yaşam boyunca o maske ile başkalarına göstermekten çekindiğimiz kendimiz arasında bir denge bulmaya çalışırız. Kendimizden bir şey istemek bu maskeden sızan ışık gibidir.

Çatlaklardan dışarı çıkıp kendini göstermeye çalışır. Eğer hayatımız boyunca bize bir şey yapamayacağımız, güçsüz ve aciz olduğumuz öğretilmişse, bu maskeyi kırmak istercesine içimizden yoğun arzular fışkırır zaman zaman… O istekler karşısında kendimizi kapatmak yani kendimizden bir şey istemekten korkmak ya da sızıntılara izin vermek arasında seçim yaparız.

zamanin_otesi_vision_board_nikon_d850_floransa_2018_alfa_omega

2018‘e girerken kendim için bir “vision board” yani yeni yıldan beklentilerimi anlatan ve kendimden istediğim şeylerle dolu bir pano yaptım. Panoyu hazırlarken  bazı isteklerimi küçültmeye çalıştığımı fark ettim. “Bu çok pahalıdır, bunu alamam, daha ucuzunu, eskisini alayım, şuraya gidemem onu erteleyeyim seneye yapayım” gibi korku cümlelerinin içimden geçtiğini fark ettim. Bunu daha önce de yaşamıştım. Denize bakan kiralık bir ev istemekten çekinmiştim, pahalı olur ödeyemem diye düşünüp en azından sahile yakın arka caddeden olsa diye istemiştim ve ne istediysem o oldu. Denizle aramda sadece 1 apartman bloğu var ve denizi göremiyorum. 🙂

İlgili yazı:   Bir Zaman Makinesi Olarak; Şu An

Bu sefer kendime koyduğum tüm sınırlamaları kaldırarak kendimden istedim. Ayrıca isteklerim konusunda belirsiz ve silik olma eğiliminde olduğumu fark ettim. Floransa’ya gitmek değil de yurt dışı seyahatini istemek… Böylece herhangi bir yurt dışı gezisine gittiğimde vsion board’daki istek gerçekleşmiş olacak ve ben de başarısız olmamış olacaktım. Oysa hazırladığınız panolardaki isteklerin gerçekleşmemesi başarısızlık anlamına gelmiyor. Aksine daha güzeli gerçekleşeceği için bekliyor. İsteklerimizde net olmama sebebimizin de altında bu birebir olmayınca üzülme ve bu üzüntüden kaçma güdümüz var.

İstemekten zevk aldığınızda bu güdü de ortadan kalkıyor çünkü isteğinizin gerçekleşip gerçekleşmemesinden yani sonuçtan bağımsız hale geliyorsunuz ki bu da resmen iç özgürlük demektir. 🙂

Sanılmasın ki vision board böyle hazırlanır, aksine vision board’da sizi güdüleyen temel kavramlar yerleştirilir ve kendinizi akışa bırakırsınız. Birebir ne istediğinizi yazmazsınız. Fakat eğer benim gibi net olmaktan çekinen bir yanınız varsa kendinize göre revize edebilirsiniz.

Siz de kendinize bir vision board hazırlayın ve kendinize sorun. Bu sene tamamen akışta mı olmak istiyorum, sadece mutlu olmak ve kendimi daha iyi tanıyacağım fırsatlara izin vermek mi istiyorum yoksa kendimden net olarak bir şey istemekten korkuyor muyum? Vision boardınızı ona göre hazırlayın.

Yeni yerler keşfetmek ve harika fotoğraflar çekmek / Nikon D850 ile Floransa gezisi

Akışta olmak ya da akışta olarak yaratmak…

İkisi de yaratımın bir kolu ve yolda olmaktan haz alıyorsanız ikisi de çok güzel, seçim sizin. 🙂

Kendinizden, başkalarından ve hayattan sınırsızca istediğiniz ve isteklerinizin sınırsızca gerçekleştiği, kendinizi keşfettiğiniz ve ışığınızın dışarı çıkıp tüm gezegeni aydınlattığı bir 2018 diliyorum!

Mutlu yıllar 🙂


Zamanın Ötesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

3 yorum yapılmış, sen de yazsana :)

  1. Evet sevgili kardeşim yine güzel bir konu,ve doğru tespitler izninle bende biraz senin tespitlerine katkıda bulunmak isterim.

    Evren sizi talepleriniz konusunda bir süre test eder.çünki bu sistem tamamen siz isteklerinizi ve kendinizi gerçekleştirebilesiniz diye kurgulanmıştır.Ama bunlar gerçekleşirken bir tiyatro oyunu nasıl sahneleniyorsa aynı süreç işler,önce senaryo yazılmalıdır sonra kast seçilir daha sonra roller belirlenir,sahne,dekorlar hazırlanır sonunda gerekli finansman bulunur ve oyun başlar tüm bunlar bir süreç gerektirir.
    Örneğin siz benim bir filim olsun şeklinde bir talepte bulunduğunuzda eğer bir evin odasında iseniz bu talebiniz hemen gerçek olursa odadaki bir fili düşünün tam bir faciadır.Bu nedenle yukarıda bahsettiğim sıralamada olduğu gibi bir süreye ihtiyaç vardır,sistem bu isteğiniz ile ilgili samimiyetinizi test etmek durumundadır ve size bu yolda bir yığın engel çıkaracaktır ama siz bu konuda kesin ,kararlı ve sabırlı olursanız bir süre sonra start verilecek adına tesadüf diyeceğinlz ilginç raslantılar ve isabetli seçimler ile sonucunda isteğiniz gerçek olacaktır. Bu tamamen sizin farkında olarak yada olmayarak yarattığınız düşünce enerjisinin gerçekleştirdiği bir durumdur. Eğer bir ekranda sizin geçmişte yaşadığınız anlarınızı görüntüleyebilecek bir teknoloji olsa,ve izleyebilsek bu gün yaşadıklarınızı nasıl kurguladığınızı hayretle görürüz.İsteğinizin büyüklüğü ve küçüklüğü önemli değildir,sadece isteyin nasıl gerçekleşeceğini düşünmeyin o zaman negatif düşünceler isteğinizin gerçekleşme sürecini olumsuz yönede etkiler.
    Hayatımızı düşüncelerimiz şekillendirir Hz. Mevlananın her zaman kullandığım bir sözü vardır “Kardeşim sen düşünceden ibaretsin gerisi etten kemiktesin,gül düşünür gülistan olursun diken düşünür dikenlik olursun” sevgi ve ışıkla kalın.

    • Oğuz Bey yine harika bir katkı yaptınız. Film seti ve odadaki fil örneği harika, nokta atışı örnekler! 🙂 Evet insanlar “neden isteyince hemen olmuyor ki” diye sorduğunda bu örnekleri verebiliriz artık. 🙂

      İsteğin büyüklüğü küçüklüğünü düşünmenin negatif düşünceleri çağırıp isteği sabote edeceğini söylemeniz de tecrübeyle deneyimlediğim bir bakış açısı.

      Çok teşekkürler, var olun.

  2. Merhabalar,güzel bir konu;isteğim tam olarak nedir?ilham havuzumda isteğimi şekillendirmeye başlarken harkulade hissetmeye çalışıyorum ki isteğimden hoşlanmalıyım,beni heyecanlandırmalı gerçekleştiği andan alışıncaya kadar heyecan sürmeli,kalbime ruhuma giren o pozitif enerji beni çocuk gibi sevindirmeli zaman durmalı hücrelerim coşmalı:)kataloğ sınırsız,haydi isteyin o zaman:))

Lütfen düşüncelerini yaz, bu yorum alanı senin için :)