“Kimse onu dinlemedi, tıpkı kimsenin savaştan önce Cassandra’yı dinlemediği gibi. Şimdi, yıkıntılar arasında, onun haklı olduğunu hatırlayan herkes onun adını mırıldanıyordu.” -Marion Zimmer Bradley, Truva’nın Düşüşü
“Geleceği görmek mi istiyorsun? Bir insan yüzünün sonsuza kadar tekmelenmesini hayal et.” -George Orwell, 1984
“Akıllı insan, dünyanın ona uyum sağlamayacağını bilir. Bu yüzden uyum sağlamayanlar dünyayı değiştirir.” -George Bernard Shaw
“Eğer size ne düşüneceğinizi değil, nasıl düşüneceğinizi öğretmiş olsalardı, işler çok farklı olabilirdi.” -Ray Bradbury, Fahrenheit 451
Cassandra Sendromu kavramının tanımını, 2025 Alman yapımı bilimkurgu Netflix dizisi olan Cassandra dizisi üzerinden anlatmaya ve bu kavramın derinlerine inmeye çalışacağımız bu yazımızda, dizinin basit bir konusu olması sebebiyle dizinin sahne sahne derin incelemesine girmeyeceğiz. Sembol yorumlama yazılarımızda olduğu gibi daha çok kavramın yüzeyde görünmeyen alt anlamlarına ineceğiz.
Mitolojide Cassandra
Cassandra, Truva Kralı Priamos ve Kraliçe Hekabe’nin en güzel kızlarından biridir. Güzelliğiyle tanrıların dikkatini çeken Cassandra, özellikle ışık ve kehanet tanrısı Apollon’un ilgisini çeker. Apollon, ona aşkını ilan eder ve karşılığında ona geleceği görme yetisi vermeyi teklif eder. Geleceği görmeyi her şeyden çok isteyen Cassandra, bu teklifi kabul eder ve Apollon ona kehanet yetisini bahşeder. Ancak bu yetiyi kazandıktan sonra, Apollon’un aşkına karşılık vermeyi reddeder. Öfkelenen Apollon, Cassandra’ya verdiği gücü tamamen geri alamaz ama ona bir lanet bırakır:
Cassandra geleceği görmeye devam edecek, ancak kimse ona inanmayacaktır.
Cassandra yaşanacak Truva Savaşı’nı, savaştan önce rüyasında görür. Truva savaşı sırasında Yunanlar, dev bir tahta at inşa edip içine askerlerini saklayarak Truva’ya hediye olarak gönderirler. Cassandra, bu atın bir tuzak olduğunu ve Truva’nın sonunu getireceğini haykırarak herkesi uyarmaya çalışır. Ancak kimse ona inanmaz ve Truva halkı atı kente alır. Sonuç olarak, Yunan askerleri gece atın içinden çıkarak Truva’yı fetheder ve şehir yok edilir. Gerçekleşecek felaketin önüne geçememek ve kimsenin ona güvenmemesi Cassandra’yı duygusal bir depresyonun içine girmesine neden olur. İçinde bulunduğu bu çaresizliğe ve acıya daha fazla dayanamayan Cassandra ölür.

Psikolojide Cassandra Sendromu
Cassandra’nın bu trajik hikâyesi, özellikle önemli bir gerçeği bilen ama kimseyi inandıramayan insanların durumunu tanımlamak için kullanılır. Psikoloji alanında “Cassandra Sendromu” olarak bilinen durum yani kişinin gelişmiş öngörü ya da sezgi yeteneği sayesinde gelecekte yaşanacak acıları kendince bir şekilde bilmesi ancak olay henüz meydana gelmeden insanları inandıramadığı için yaşanacakların önüne geçememesi nedeniyle kişide yaşanan depresyon halidir.
Cassandra dizisi de ismiyle müsemma olarak bu temayı işliyor. Dizi boyunca; robot olan Cassandra değil de çocuklarını ve ailesini korumaya çalışan “Samira” karakteri aslında Cassandra sendromunu yaşayan karakter oluyor. Çünkü robotun neler yapabileceğini ön görüyor ve herkese özellikle de kocasına anlatmaya çalışıyor fakat bizzat kendi başlarına gelene dek asla kadına inanılmıyor. Bu nedenle de Samira aynı mitolojik öyküde olduğu gibi psikolojik bir çöküntü yaşıyor. Dizinin konusu çerçevesinde bunu irdelersek, aslında yapay zeka ya da genel olarak teknoloji konusunda bir grup insanın yaptığı uyarılar ve bu uyarıların dikkate alınmaması gibi de yorumlayabiliriz. Dizinin dışına çıkarsak, Cassandra sendromuna verebileceğimiz çok fazla sosyo-kültürel ve ekonomik örnek durum var:

İklim Değişikliği Uyarıları:
- Bilim insanları yıllardır iklim değişikliğinin tehlikeleri konusunda uyarılar yapıyorlar. Ancak, bu uyarılar bazen siyasi ve ekonomik çıkarlar nedeniyle yeterince dikkate alınmıyor. İklim değişikliğinin sonuçları (kuraklıklar, seller, ani ve aşırı hava olayları) gerçekleştiğinde, mitolojik öyküdeki Cassandra’nın çaresizliğiyle benzer bir durum ortaya çıkıyor.
Finansal Krizler:
- Ekonomistler, finansal piyasalardaki dengesizlikler ve riskler konusunda sık sık uyarılarda bulunurlar. Ancak, bu uyarılar genellikle aşırı iyimserlik ve kazanç hırsı nedeniyle dikkate alınmaz. Sonuç olarak, finansal krizler patlak verir ve ekonomide büyük çöküşlere neden olur. 2008 de ABD’de patlak veren mortgage krizi Amerikalı ekonomistler için göz göre göre gelmiş ve sonuçları çok trajik olmuştur. Ülkemizdeki durum ise malum…
Tarım Politikaları:
- Tek tip tarım ürünlerinin yetiştirilmesi ve yerli tohumların kullanımının azaltılması ile toprağın verimliliği düşmektedir. Uzmanların yaptığı uyarılar çok fazla dinlenilmediği için sonuçları çok acı olmaktadır. Özellikle küresel iklim sorunlarının yaşandığı günümüzde verimli tarım topraklarına çok ihtiyacımız vardır.
Görüldüğü üzere aslında günümüzde bizi uyaran çok fazla Cassandra var ve hatta hepimiz kendi küçük hayatlarımızın da Cassandra’sıyız. Çünkü şu an yapıyor olduğumuz şeyleri yapmaya devam edersek bireysel hayatlarımızın neye dönüşeceğini biliyoruz. Bu ister sigara içmek ya da dengesiz kötü alışkanlıklar olsun, ister kendi potansiyelimizi bilip de hayata geçirmemek… Her halükarda ne yapıyor ya da neyi ısrarla yapmıyorsak bunun gelecekte bize neye mal olacağını biliyoruz. Bunu bilmemize rağmen aksiyon almıyor, kendi bireysel geleceğimizi görmemize rağmen ona inanmamayı seçiyoruz. Dahası, bu durum hepimizde bir Cassandra Sendromuna yol açıyor. Çünkü Cassandra mitinde, Cassandrayı depresyona sokan aslında ona kimsenin inanmıyor olması değil, kendisinin aksiyon alamayışıydı. Keza aksiyon almak için bazen birinin bize inanması da gerekmiyor, Hatta kendimizi ikna etmemiz bile gerekmiyor. Sadece yapmak, salt aksiyon almak bizi toplu yaşadığımız bu Cassandra Sendromundan çıkarabilir. Keza dizide de Samira ona kimse hatta bazen kendisi bile inanmamasına rağmen akıl hastanesinden kaçmanın bir yolunu buluyor ve hissiyatının peşinden gidiyordu…
Diziden bilinç aktarımı, yapay zekanın olası etkileri, insanın görülme isteği ve karşılanmadığında olabilecekler gibi daha pek çok alt anlam çıkarılabilecek olsa da temel konu içimizde neye inandığımız ve içimizle dışımızın nasıl iletişim kurduğu… Çünkü Samira’nın, içindeki inancı ortaya koyması için çok çaba sarf etmesi, aksiyon alması gerekti. Özetle hepimiz kendi hayatlarımızın kahiniyiz ve aslında yarın başımıza ne geleceğini bilmesek de yarın başımıza geleceklere karşı nasıl bir tutum alacağımızı biliyoruz. Yarını ne olacağını düşünmektense yarın nasıl aksiyon alacağımızı düşünmeye başladığımızda, aslında düşünmeyi bırakıp sadece yaşamaya başladığımızda içinde bulunduğumuz cassandra sendromundan da sıyrılacak, kendi içimizdeki Truva Atlarından kurtulacağız.

Zamanın Ötesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.