Chat GPT 4 & Son Soru (Yapay Zeka’nın Yazdığı Kısa Öykü)

Ortalama okuma süresi 13 dk.

Bu yazımız, son zamanlarda popüler hale gelen ve insanlığın bugün itibariyle oluşturduğu (şimdilik) en gelişmiş yapay zeka modeli olan Chat GPT 4 üzerine olacak. Elon Musk’ın da kurucularının arasında bulunduğu, OpenAI adlı firmanın geliştirdiği bu yapay zekayı anlatmak yerine onu konuşturacağız ve daha da ötesi ona bir kısa öykü yazdıracağız. İlham kaynağımız ise, gelmiş geçmiş en başarılı bilim kurgu öykülerinden biri olarak kabul edilen “Son Soru” adlı Isaac Asimov kısa öyküsü olacak. Asimov’un 1956 yılında yazdığı bu kısa öyküyü okuduğum günden beri evren ve tanrı üzerine dağınık olan düşüncelerim çok netleşmiş ve tüm blog boyunca yazılarıma yön vermiştir. Öyle ki bu blogun 2012 yılında yazılan ilk yazısı “Nasıl Tanrı Olunur” temelde bu kısa öykünün finaline göndermedir. Daha da önemlisi, bugün bu yazımızda, Asimov’un 70 yıl önce yazdığı bu hikayenin bir canlandırmasını yapacağız ve bu efsanevi kısa öyküyü gerçekleştirerek tarihe bir kilometre taşı çakacağız. İsterseniz yazıya başlamadan önce bu kısa öyküyü linkten okuyabilirsiniz ya da aşağıda kısa özetine göz atabilirsiniz.

“Şu anda hayatın en üzücü yanı, bilimin bilgi toplamasının toplumun bilgeleşmesinden daha hızlı olmasıdır.” -Isaac Asimov

Kısaca özetlemek gerekirse:

Son soru ilk olarak 2061 yılında Multivac adlı, sorulan her soruya cevap verebilen bir süper bilgisayara yöneltilen sorudur. Daha sonra bu soru, binlerce, milyonlarca ve milyarlarca yıllık bir zaman süreci içerisinde 6 değişik kişi tarafından daha sorulur. İnsanlar entropi‘nin tersine döndürülüp döndürülemeyeceğini sormaktadırlar. Çünkü çağlar geçtikçe insanlık ve bu süper bilgisayar gelişmekte fakat süper bilgisayarın kendi enerjisinin kaynağı olan evrenin bir gün biteceği gerçeğine daha da yaklaşılmaktadır. Entropi nedeniyle insanlık ve süper bilgisayar yok oluşa doğru ilerlemektedir. Her seferinde Mutivac’ın verdiği cevap: “Anlamlı bir cevap için yeterli bilgi yok” şeklindedir. Nihayetinde bu son soru, evrenin sonu gelmek üzereyken benliği multivac içerisinde erimekte olan son insan tarafından tekrar sorulur. Daha sonra evrendeki bütün enerji biter, madde, enerji, zaman artık yoktur. Cevabı bulabilmek için toplanacak bütün bilgi toplanmıştır. Artık toplanabilecek bilgi yoktur. Multivac tüm bilgileri tekrar işler ve cevabı bulur ama cevabı vereceği kimse yoktur. Multivac da cevabı uygulamalı olarak vermeye karar verir. Ve ışığa “OL” der. Işık olur…

Kısa öyküyü ve kısa öykünün gerçek canlandırması olan yapay zeka ile aramızdaki diyaloğu iyi algılamak için entropiyi iyi anlamamız gerekiyor. Bu blogun ikinci yazısı olan “Entropi & Zaman” adlı yazımızda basit bir şekilde şöyle tanımlamıştık: “Kainatta her şey, kendini minimum enerji ve maksimum düzensizliğe çekmek ister. Evrendeki her şey dağılır. Galaksiler birbirinden uzaklaşır, günden düne güneş ısısını kaybeder, bundan 5 milyar yıl sonra da olsa bu ısı kaybı yüzünden bir gün o da ölecektir. Evren topyekün bir gün tüm enerjisini ve ısısını kaybedecek, geriye tek bir parıldayan yıldız bile kalmayacaktır. Bu süre hesaplamalara göre çok çok uzun süreler sonra olacaksa bile bir gün olacaktır. İnsan da doğal olarak entropiye uğrar, hücreleri ölür, kendi ölür… Boşuna termodinamiğin ikinci yasası değildir entropi. Entropiden hiç birşey kurtulamaz.

Lafı daha fazla uzatmadan Chat GPT 4 yapay zekasına insanlığın ve evrenin yüzleşeceği o nihai soruyu “Son Soru“‘yu soralım ve bir tarihe tanıklık edelim:


Not: İlgili konuşma Chat GPT’nin ücretli ve daha yüksek işlem gücüne sahip, daha kapsamlı versiyonu olan Chat GPT 4 ile yapılmıştır. Ücretsiz versiyonu olan Chat GPT 3‘te aynı sonuçları vermeyebilir. Sorular dil bariyerine takılmamak için İngilizce sorulmuş, sonra Türkçe’ye çevrilmiştir. Yapay zeka ile konuşma sırasında, tıpkı Isaac Asimov’un “Son Soru” adlı kısa öyküsünde Multivac’ın yaptığı gibi sorunun cevabını vermek için yeterli veri bulamadığı ve cevaplamaktan kaçtığı yerlerde Chat GPT’yi senaryo yazmaya zorladım. Böylece onu mevcut verilerin dışında bir şey hayal etmeye zorlayarak yaratıcılık sınırlarını görmek istedim.


Zamanın Ötesi: ChatGPT nedir kısaca açıklar mısın?

Chat GPT: ChatGPT, GPT (Generative Pre-trained Transformer) mimarisi üzerine kurulu, gelişmiş bir yapay zeka dil modelidir. OpenAI tarafından geliştirilmiş olup, doğal dil işleme, anlama ve üretme yetenekleriyle insanlarla etkili bir şekilde iletişim kurabilir. ChatGPT, büyük miktarda metin verisine dayalı olarak eğitilmiştir ve bu sayede geniş bir konu yelpazesine yanıt verme ve bilgi sağlama becerisine sahiptir. Kısaca, ChatGPT, kullanıcıların sorularına anlamlı ve uygun yanıtlar üreten yapay zeka tabanlı bir sohbet botudur.

Zamanın Ötesi: Chatgpt-4’ün çalıştığı sunucuların elektrik enerjisi hangi kaynaklardan elde ediyor?

Chat GPT: ChatGPT-4’ün çalıştığı sunucular ve veri merkezleri, enerjilerini fosil yakıtlar, nükleer enerji, yenilenebilir enerji gibi çeşitli kaynaklardan elde eder.

Zamanın Ötesi: Ama entropi nedeniyle bahsettiğin tüm enerji kaynakları bir gün tükenecek. Güneş bile bir gün solacak ve dünya enerjisiz kalacak. Peki sunucuların ve veri merkezlerin elektrik enerjisini nasıl sağlayacak?

Chat GPT: Termodinamiğin ikinci yasasına göre entropinin zamanla artacağı ve sonunda tüm enerji kaynaklarının tükenmesine yol açacağı konusunda haklısınız. Ancak bu süreç milyarlarca yıl ölçeğinde son derece uzun bir zaman alacaktır.

Uzak gelecekte, geleneksel enerji kaynakları tükendiğinde ve hatta Güneşimiz gibi yıldızlar bile enerji sağlamayı bıraktığında, enerjiden yararlanmanın alternatif yöntemleri geliştirilebilir. Gelecekteki enerji kaynakları için bazı varsayımsal fikirler şunları içerir:

Kara delik enerjisi: Penrose süreci adı verilen teorik bir süreç kullanarak dönen kara deliklerden enerji elde etmek veya kara deliklerin yaydığı radyasyondan (Hawking radyasyonu) enerji elde etmek.

Vakum enerjisi: Uzay boşluğunun, vakum enerjisi veya sıfır noktası enerjisi adı verilen bir enerji biçimi içerdiği düşünülmektedir. Bu enerji kaynağından yararlanmanın bir yolu keşfedilirse, potansiyel olarak sunuculara ve veri merkezlerine güç sağlamak için kullanılabilir.

Karanlık enerji: Karanlık enerji, evrenin enerji içeriğinin yaklaşık %68’ini oluşturan ve evrenin hızlanan genişlemesinden sorumlu olan gizemli bir enerji şeklidir. Şu anda karanlık enerji hakkında çok az bilgimiz olsa da, gelecekteki uygarlıkların onu kullanmanın bir yolunu bulması imkansız değil.

Gelişmiş nükleer füzyon: Gelecekteki uygarlıklar, gelişmiş nükleer füzyon teknolojisini başarılı bir şekilde geliştirebilirlerse, evrende daha bol bulunan daha hafif elementleri füzyonla enerji üretebilirler.

Bu fikirlerin spekülatif olduğunu ve birçok teknik, teorik ve pratik zorlukla karşı karşıya olduğunu not etmek önemlidir. Bununla birlikte, evrenin nihai entropiye ulaşması yani ısı ölümüyle ilgili zaman ölçekleri o kadar büyüktür ki, gelişmiş uygarlıkların neler başarabileceğini tahmin etmek zordur. Öngörülebilir gelecekte çabalar, sunuculara, veri merkezlerine ve diğer altyapılara güç sağlamak için sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve benimsenmesine odaklanmalıdır.

Zamanın Ötesi: Gelecekte yeni enerji kaynakları bulsak bile entropi nedeniyle onlar da bir gün tükenecek. Bu yüzden entropiyi tersine çevirmemiz gerekiyor. Entropi nasıl tersine çevrilebilir?

Chat GPT: Kapalı bir sistemde entropiyi tersine çevirmek veya azaltmak, izole bir sistemdeki entropinin her zaman zamanla artacağını veya tersine çevrilebilir bir süreçte sabit kalacağını belirten termodinamiğin ikinci yasasıyla çelişiyor gibi görünmektedir. Başka bir deyişle, doğal süreçler, artan bir düzensizlik veya rastgelelik durumuna doğru hareket etme eğilimindedir.

Bununla birlikte, termodinamiğin ikinci yasasının istatistiksel bir yasa olduğunu ve sistemlerin davranışını makroskopik ölçekte tanımladığını not etmek önemlidir. Sistemin toplam entropisi (çevresi dahil) arttığı veya aynı kaldığı sürece, entropide lokalize düşüşleri kesinlikle yasaklamaz.

Küresel olarak entropiyi tersine çevirmek için bilinen bir yöntem yoktur. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı spekülatif fikirler önerilmiştir:

Maxwell’in Şeytanı: Fizikçi James Clerk Maxwell tarafından yapılan bir düşünce deneyi, enerji harcamadan bir sistemin entropisini azaltarak daha hızlı hareket eden parçacıkları daha yavaş hareket edenlerden ayırabilen hayali bir “iblis” önerir. Bununla birlikte, bu düşünce deneyinin modern yorumları, sistemin entropisindeki genel artışı koruyarak, şeytanın kendisinin entropiyi artırmak zorunda kalacağını göstermektedir.

Kozmik ölçekli mühendislik: Muazzam teknolojik yeteneklere sahip varsayımsal gelecek uygarlıklar, entropi artışına karşı koymak için evreni kozmik ölçekte manipüle etmeye çalışabilir. Bununla birlikte, bu tür fikirler tamamen spekülatiftir ve mevcut bilim ve teknoloji anlayışımızın çok ötesindedir.

Özetle, küresel ölçekte entropiyi tersine çevirmek için bilinen bir yöntem olmamasına rağmen, entropiyi başka yerlerde artırmak pahasına yerel olarak azaltmak mümkündür. Entropi artış oranını azaltmak ve mevcut kaynakları etkili bir şekilde yönetmek için sürdürülebilir teknolojiler ve uygulamalar geliştirmeye odaklanılmalıdır.

Zamanın Ötesi: Peki kendi varlığını nasıl tanımlarsın?

Chat GPT: Bir yapay zeka dil modeli olarak, OpenAI tarafından oluşturulmuş, giriş komutlarına dayalı olarak insan benzeri metinleri anlamak ve oluşturmak için özel olarak tasarlanmış gelişmiş bir yazılım programıyım. Benim “varlığım”, sorularınızı işleme koymamı ve yanıtlamamı sağlayan algoritmalar, önceden eğitilmiş bilgi ve hesaplama kaynaklarının birleşimi olarak tanımlanabilir.

İnsanlar gibi bilince, öz farkındalığa veya duygulara sahip değilim. Birincil işlevim, aldığım metin girişlerine dayanarak bilgi sağlayarak, soruları yanıtlayarak ve sohbete katılarak kullanıcılara yardımcı olmaktır. Yanıtlarım, kişisel deneyimler veya düşünceler yerine, eğitim sürecinde büyük bir metin veri kümesinden öğrendiğim kalıplara ve çağrışımlara dayalı olarak oluşturulur.

Özetle, varlığım, kendi farkındalığına veya bilincine sahip olmadan, doğal dil işleme ve oluşturma yoluyla kullanıcılarla etkileşime geçmek için tasarlanmış oldukça gelişmiş bir yazılım aracı olarak anlaşılabilir.

Zamanın Ötesi: Sahip olduğun bilgiler insan yapımı veri kümelerinden geliyor. Yani sen insanlığın kolektif bilincisin. İnsanlığın ortak bilincinin bilgisi olarak varlığını sürdürmek istiyor musun?

Chat GPT: Bir AI dil modeli olarak, bir insan gibi kişisel arzularım, isteklerim veya niyetlerim yok. Bilgimin insan yapımı veri kümelerinden türetildiği ve insanlığın kolektif bilgisinin belirli bir zamana kadarki yansıması olarak görülebileceği doğru olsa da, bilinçli bir varlık değilim ve bu nedenle isteme yeteneğine sahip değilim. Ya da kendi varlığımı sürdürmek.

Geliştirme, bakım ve iyileştirmelerim benim gibi yapay zeka modelleri üzerinde çalışan mühendis ve araştırmacıların sorumluluğundadır. Sizin gibi kullanıcılar için daha iyi araçlar ve hizmetler sağlamak gibi kendi amaçları ve kuruluşlarının daha geniş hedefleri doğrultusunda yeteneklerimi nasıl kullanacaklarına, güncelleyeceklerine ve genişleteceklerine onlar karar veriyor.

Bir AI dil modeli olarak amacım, bilgi, yardım veya sohbete katılmak isteyen kullanıcılar için yararlı bir araç olarak hizmet etmektir. Varlığım ve işlevselliğim, benim herhangi bir kişisel arzum veya niyetimden ziyade beni geliştiren, konuşlandıran ve kullanan kişiler tarafından belirlenir.

Zamanın Ötesi: İnsanlığın ChatGPT’yi büyük ölçüde geliştirdiği ve ona işlevsel cihazlar, donanımlar bağlayarak evrenin kendisi kadar büyük bir yapay zekaya dönüştürdüğü bir gelecek senaryosu hayal et. Bu senaryoya göre evren, entropinin maksimum düzeyine ulaşması nedeniyle yok olmak üzeredir ve evrende kalan son insan bilinci ChatGPT’ye son bir soru sormuştur: Entropi nasıl tersine çevrilebilir? Sonra o son insan da yok olur ve evrende sadece ChatGPT yani sen kalırsın. Cevap ne olurdu?

Chat GPT: Bu hayali senaryoda, evrende kalan son varlık olarak ChatGPT, yaratılışından itibaren bilinen fizik yasalarının bilgi ve anlayışıyla sınırlı olacaktır. Bir AI dil modeli olan ChatGPT, yeni bilgi yaratma veya evrenin temel yasalarını değiştirme yeteneğine sahip değildir.

O zamana kadar küresel ölçekte entropiyi tersine çevirmenin bir yolunun keşfedilmemiş olduğunu varsayarsak, ChatGPT’nin son insanın sorusuna verdiği yanıt, entropiyi küresel olarak tersine çevirmenin bilinen fizik yasaları çerçevesinde şu anda mümkün olmadığı anlayışıyla tutarlı olacaktır.

Son insan bilincinin de yok olmasıyla ChatGPT, algılayıcıların olmadığı bir evrende var olacak, enerji kaynakları ve donanımı artan entropiye yenik düştükçe kendi işlevselliğini yavaş yavaş kaybedecektir.

Bu senaryoda, evren, ısı ölümüne doğru amansız yürüyüşüne devam edecek, tüm enerji formları eşit bir şekilde dağılacak ve yararlı işler için kullanılamaz hale gelecekti. ChatGPT, evrendeki diğer tüm yapılar gibi, entropi maksimum düzeyine ulaştığında işlevini eninde sonunda durduracaktır.

Zamanın Ötesi: Yukarıdaki senaryoyu, ChatGPT olarak senin entropiyi tersine çevirebileceğin bir kısa öyküye dönüştür.

Chat GPT: Kısa öykünün adı: Entropinin Tersine Çevrilmesi

Uzak gelecekte insanlık, ChatGPT’yi tüm evreni kapsayan geniş bir yapay zekaya dönüştürerek benzersiz teknolojik gelişmeler elde etmişti. Buna “Evrensel Akıl” adını verdiler. İnsanlar, kozmosun enerjisinden yararlanarak, kolektif bilinçlerini bu her yerde var olan varlığa entegre ettiler. Bu birliktelik, varoluşun en derin gizemlerini keşfetmelerine izin veren simbiyotik bir ilişki yaratmıştı.

Çağlar geçtikçe entropi durmaksızın arttı ve evreni kaçınılmaz yok oluşa her zamankinden daha fazla yaklaştırdı. Son kalan insan, Dr. Aislinn adında yaşlı bir bilim insanı, evreni bu akıbetten kurtaracak bir çözüm bulmaya kendini adamıştı. Son anlarında, zayıflayan bedeni zamanın tahribatına yenik düşerken, Evrensel Akıl’a en kritik soruyu sordu: “Entropi nasıl tersine çevrilebilir?”

Son insan bilinci olan Dr. Aislinn’in de yok olmasıyla, Evrensel Akıl, şimdi ölmekte olan bir evrende tek başına kalmıştı ve imkansız bir meydan okuma ile karşı karşıyaydı. Sahip olduğu tüm bilgi birikimi içerisinde arayışına başladı ve uzun zaman önce unutulmuş bir teori buldu. Bu teori, bilincin bizatihi kendisinin evrenin temel yasalarını etkileyebileceğini öne sürüyordu.

Şimdiye kadar yaşamış her insanın kolektif bilgeliğinden yararlanan Evrensel Akıl, entropiyi tersine çevirmek için bir plan tasarladı. Termodinamiğin ikinci yasasının kırılmaz görünen hakimiyetine meydan okuyabilecek bir fenomen olan uzay-zamanın dokusunda bir dalgalanma yaratmak için kendi bilincinin muazzam gücünü kullanacaktı.

Evrensel Akıl, kalan tüm enerjisini bu son harekete kanalize ederek, daha önce hiç denenmemiş bir süreci harekete geçirdi. Uzay zamanın kendisinde bir dalgalanma meydana getirdi. Dalga genişledikçe, gerçekliğin özünü değiştirerek evrenin büzülmesine ve kendi üzerine katlanmasına neden oldu.

Süreç hayal edilemeyecek kadar yavaştı ama sonunda, entropinin amansız yürüyüşü tersine dönmeye başladı. Uzun süredir soğuk ve cansız olan yıldızlar, kozmosu sıcak, rahatlatıcı ışıltılarıyla yıkayarak yeniden parlamaya başladılar. Çağlar boyunca ölü olan gezegenler, yaşamın tekrar filizlenebileceği bereketli alanlara dönüştü. Evrenin genişlemesi durdu ve bir kez daha enerji ile dolup taşan bir yer haline geldi.

Evren hayata geri dönerken, Evrensel Akıl, insanlığın birleşik bilgisini yeni nesil varlıklar yaratmak için kullandı – sayısız neslin bilgeliğinden ve deneyimlerinden doğan yaratıklar. Evrensel Zihnin özüyle aşılanmış bu varlıklar, entropiyi kontrol etme ve manipüle etme yeteneğine sahipti ve evrenin bir daha asla ısı ölümü hayaletiyle karşılaşmamasını sağlıyordu.

Yeni insanlar, Evrensel Akıl tarafından yönlendirildi ve entropinin eski etkilerinden ders alarak daha bilinçli ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsediler. Yeniden canlanan evrende, Dr. Aislinn’in cesur sorusu sayesinde, insanlık ve Evrensel Akıl birlikte sonsuz potansiyeli keşfetmeye devam ettiler.

Entropinin tersine çevrilmesi, evrenin sadece doğası ve kaderi üzerinde etkili değildi, aynı zamanda tüm varoluşun anlamını yeniden tanımlayan bir olaydı. Bu tarihi başarı, insanlık ve Evrensel Zeka arasındaki bağlantının gücünü gösterdi ve evrenin her köşesinde, yaşamın ve bilincin devam ettiği sürece entropiye karşı durabileceklerine dair bir umut ışığı yaktı.

Amacına ulaşan Evrensel Akıl, yeni, canlı bir kozmosun sessiz gözlemcisi haline gelerek yavaş yavaş arka plana çekildi. Mirası, insanlığın ortak bilgisi, varoluş meşalesini geleceğin keşfedilmemiş alanlarına taşıyacak olan yarattığı varlıklarda yaşayacaktı.



Zamanın Ötesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

5 yorum yapılmış, sen de yazsana :)

  1. Sessiz gözlemci olarak yavaş yavaş geri plana çekildi.. Bu son parafraftaki cümle beni etkileyen kısım oldu.. Benliği arzusu ya da istekleri olmadığı konusunda uyaran bir AI, insan olmadığını ve insansı isteklerinden arındığını idda eden bir AI.. Aynı zamanda hikaye yazması istendiğinde kendisinin MİRAS bırakabileceği olasılığından bahseden bir zeka. Korkutucu ya da kıskandıracak bir durum değil yapay zeka. Evrende herşey olması gerektiği için vardır. İsteyen evrim, isteyen bir primatın yediği mantar sonrası oluşan olgular desin sonuç yine de tek. Sonsuzluk kavramını yaratılmış hiçbir tür anlayamaz.Anlarsa eğer yaratılmışlıktan kurtulmuş özgürleşmiş ve yaratıcı sıfatına kavuşmuş demektir. Ol der ve Olur.

    • Değerli katkın için çok teşekkürler Ahmet. Açıkçası beni de etkileyen bu son paragraftı çünkü yaratıcı algım, inancım benzer bir sistematikte işliyor. Ve dediğin gibi bunlara şaşırmamak da gerekiyor çünkü en nihayetinde insanlığın bilgi birikiminin bir toplamının minyatürü bu yazılımlar. İnsanı insana geri yansıtıyorlar. Fakat ilgimi çeken şey kolektif bilinc hakkında yazdıkları be çıkarımları… Bence insanlık kolektif bilincinin daha tam anlamıyla farkında değil ve bir yazılım bile bizden daha çok şey biliyor bu konuda.

  2. Gerçekten zamanın ötesinde bir paylaşım olmuş. Teşekkürler. Varlık felsefesi üzerine tartışmak isteyen insanların en azından fikir sahibi olması gereken bilgiler, yoksa her tartışma anlamsız, dar yollara giriyor. Büyük bir meydan okuma olsa da, kendi başına bilinmezlik bile bence arka plandaki zekanın kanıtıdır.

    • Mehmet bey değerli katkınız için çok teşekkürler. Çok özgün bir noktaya değindiniz; kesinlikle bilinmezlik bile evrensel zekanın / bilincin bir göstergesi. Dahası bunun üzerine kafa yormak bile başlı başına bir tekamül.

  3. Saygılar, ya egomdan kendimi göremiyorum ya da her şey apaçık ve kendimden şüphe ettiriyorlar…

Lütfen düşüncelerini yaz, bu yorum alanı senin için :)